İş Yaparken Bölünmenin Görünmeyen Maliyeti!

Zamanını Korumazsan, Başkaları Senin Yerine Kullanır! Gün içinde yaşadığımız küçük kesintiler, fark etmeden tüm üretkenliğimizi yok edebiliyor. Bu yazıda, bölünmenin görünmeyen maliyetini, “hayır” demenin psikolojisini ve zamanını koruyarak gerçek ilerlemeyi nasıl yakalayabileceğini keşfediyoruz. Kendi zamanının savunucusu ol — çünkü en değerli kaynağın, korumayı fazlasıyla hak ediyor!

ZAMAN YÖNETIMI

4/26/20254 min read

California Üniversitesi’nden Gloria Mark’ın yaptığı bir araştırmaya göre, bilgi çalışanları ortalama her 11 dakikada bir bölünüyor. Ve bir kez dikkatiniz dağıldığında, tekrar tam konsantrasyon seviyesine dönmek ortalama 23 dakika sürüyor.

Bu durum sadece sinir bozucu değil; aynı zamanda anlamlı iş üretimiyle tamamen çelişiyor. Gün içinde gelen birkaç beklenmedik bildirim, mesaj ya da uğrayıp edilen birkaç laf arasında, kendinizi bir anda verimli bir iş gününden kopmuş, sadece gelen isteklere yanıt vererek günü geçiren biri haline gelmiş olarak bulabiliyorsunuz.

Sürekli bir konudan diğerine zıplamak sadece yorucu hissettirmiyor — gerçekten de zihinsel ve fiziksel olarak yıpratıyor. Bu döngü; stresi, hata oranlarını ve zihinsel yorgunluğu artırırken, odaklı çalışabilme kapasitemizi ciddi şekilde aşağı çekiyor.

Daha da endişe verici olan: Bu bölünmeler zamanla birikiyor. Gün içinde sadece 5 kez bölündüğünüzü varsayalım (ki bu çoğu profesyonel için çok iyimser bir tahmin). Sadece bu yüzden her gün yaklaşık 2 saatinizi kaybediyorsunuz — sadece bölünme anları değil, toparlanma süresi de dahil. Haftaya vurduğunuzda, bir tam iş günü çöpe gidiyor.

İnsanları Memnun Etme Tuzağı

Peki neden sürekli bu tuzağa düşüyoruz?

Cevap, içimize işlemiş olan “reddedilme korkusu.”

Özellike pandemi öncesi ofise giderek çalıştığım dönemde, en parlak profesyonellerin bile bir örüntü içinde olduğunu fark ettim: Pek çoğumuz, uzun vadeli etki yaratmak yerine, kısa vadeli uyumu önceliklendiriyorduk. Birinin kalbini kırmamak için, bir kahve sohbetine evet deyip, akşam saatlerinde bitirmemiz gereken önemli işleri erteliyorduk.

Ama mesele sadece “nazik olmak” değildi. Asıl sorun, profesyonel ortamlarda saygının nasıl kazanıldığını yanlış anlamamızdı.

İlginçtir, net sınırlar çizdiğinizde insanlar size daha çok saygı duyuyor. Sürekli uyum sağladığınızda ise bu saygı azalıyor.

Unutmayın: Önemsiz bir şeye “evet” dediğiniz her an, gerçekten önemli bir şeye “hayır” demiş oluyorsunuz.

Odak alanınızı koruyun.

Zamanınızı Bilinçli Kullanmak

Başarılı insanların zamanı nasıl yönettiğini gözlemlediğimde şunu farkettim.

Zamanlarını sadece yönetmiyorlar; adeta kutsal bir şeymiş gibi koruyorlardı.

Zamanınıza acımasızca sahip çıkmak, yüksek performansın olmazsa olmazı.

Ben de eskiden pek çok kişiye ve pek çok şeye “evet” diyenlerdendim.

Gereksiz toplantılara katılırdım, bana ait olmayan projeleri sahiplenirdim, küçük iyiliklerle kendimi tüketirdim. İş birliği yapıyorum sanıyordum ama gerçekte sınır çizmemenin verdiği rahatsızlıktan kaçıyordum.

Nihayet zamanımı kariyerim buna bağlıymış gibi korumaya başladığımda (ki gerçekten bağlıydı), çok şaşırtıcı bir şey oldu:

Kimse umursamadı.

Toplantı davetlerini reddettiğim için kimse alınmadı.

Ve sonunda, gerçekten önemli işler için zamanım oldu.

“Hayır” Demenin Psikolojisi

Peki neden “hayır” demek bu kadar zor?

Nörobilim bu konuda bize güzel bir pencere açıyor:

Olası bir sosyal reddedilme beklentisi oluştuğunda beynimiz, fiziksel acıyla aynı bölgeleri aktive ediyor.

Yani bir isteği geri çevirdiğimizde hissettiğimiz rahatsızlık, boşuna değil — beyin bunu “acil tehlike” olarak algılıyor.

Ama iyi haber şu:

Bu rahatsızlık, pratik yaptıkça azalıyor.

Her sınır çizdiğinizde ve bunun ilişkilerinizi bozmadığını gördüğünüzde, beyniniz yeni bir bağlantı kuruyor: “Sınır koymak tehlikeli değil, hatta faydalı.”

İşte özgürleşmenin kapısı burada açılıyor.

Zamanınızı Korumak İçin Pratik Yöntemler

Bu hafta takviminizi geri kazanmak istiyorsanız, işte 5 adım:

  1. Takviminizi Gözden Geçirin:

    Nerelerde zaman kaybediyorsunuz? Hangi toplantılar, projeler ya da kişiler enerjinizi çekiyor ama değer üretmiyor?

  2. Hayır Demeyi Pratik Yapın — Açıklama Yapmadan:

    Kısa ve net olun: “Üzgünüm, şu anda buna vakit ayıramayacağım.”

    Araştırmalar “yapamam” demenin, “istemiyorum” demekten daha az kişisel ve daha kabul edilebilir algılandığını gösteriyor.

  3. Odak Çalışmalarınız İçin Zaman Blokları Oluşturun:

    Önemli işleri takviminize tıpkı toplantı koyar gibi ekleyin. Buna zaman kutulama yöntemi deniyor. Bu sistemle ilgili yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

  4. Bölünmeyi Zorlaştırın:

    Çalışırken kapınızı kapatın, ortam değiştirin, gürültü önleyici kulaklık takın veya Slack/Teams gibi platformlarda “odak modunda” olduğunuzu belli edin.

  5. Benzer İşleri Gruplayın:

    E-posta kontrolü, mesaj cevaplama gibi işleri gün içinde dağınık yapmak yerine belirli zaman bloklarına toplayın.

İstekleri kibarca reddetmek için kullanabileceğiniz birkaç kısa cümle de şöyle:

  • Toplantı isteği için:

    “Çok isterim! Önce birkaç fikir alışverişini e-posta üzerinden yapalım mı? Gerekirse sonra toplantı organize ederiz.”

  • Zamanlama için:

    “Bu hafta öncelikli bir proje içindeyim, önümüzdeki hafta tekrar bakabiliriz. Şu tarih senin için uygun olur mu?”

  • Taahhüt netleştirme için:

    “Bu konuyu konuşalım. Bana önce küçük bir gündem maddesi yollayabilir misin? Böylece nerede katkı sağlayabileceğimi daha net görebilirim.”

Böylece hem ilişkilerinizi korur hem de en değerli kaynağınız olan dikkatinizi savunmuş olursunuz.

Ücretsiz eğitimler ve içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenime aşağıdaki formdan kaydolabilirsiniz.
Yoğunluk Değil, İlerleme

Şunu unutmayın:

Meşgul olmak başarı getirmez. Karıncalar da meşguldur. Önemli olan neyle meşgul olduğundur. Bilinçli hareket etmek getirir.

Takviminizi boş boş doldurmak değil, gerçekten ilerlemenizi sağlayacak alanlar yaratmak önemli.

Gözlemlediğim en hızlı ilerleyen profesyoneller daha fazla saat çalışmıyor; daha odaklı saatler çalışıyorlar.

Gereksiz pek çok şeye hayır diyerek, gerçekten önemli birkaç şeye evet deme sanatını öğrenmişler.

Zamanınıza ve dikkatinize sınır koyduğunuzda zor biri olmuyorsunuz.

Aksine, en iyi işinizi ortaya çıkaracak ortamı yaratıyorsunuz.

Dünyaya şu mesajı veriyorsunuz:

“Benim katkım önemli. Ve onu korumaya değer.”

Peki, bu hafta zamanınızı ve odağınızı korumak için hangi sınırı çizebilirsiniz?

Şu anda küçük bir sınır koymak bile, yarın çok daha büyük bir fark yaratabilir.

Hadi, bu hafta kendine ve zamanına sahip çıkmak için bir adım at.

Çünkü en değerli şeyin — zamanın — korumayı fazlasıyla hak ediyor.

Atatürk’ün meşhur sözlerinden birini, biraz değiştirerek bu duruma uyarladım..

"Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün zamanınızdır! Eğer siz zamanınızı müdafaa etmezseniz, başkaları onu sizin yerinize şekillendirir.”