Takvimini Düzenle, Yapılacaklar Listeni Değil!

Yapılacaklar listeleri neden işe yaramıyor ve sizi daha çok strese sokuyor? Bu yazıda, eski yöntemlerin neden başarısız olduğunu, yapılacaklar listelerinin temel sorunlarını ve haftalık zaman blokları oluşturmanın nasıl daha etkili bir yöntem olduğunu keşfediyoruz. Hayatınızı daha iyi bir sistemle yeniden yapılandırmaya hazır mısınız?

11/17/20245 min read

Yeni bir telefon aldığınızı düşünün. Her gün sonunda, o telefonun işletim sistemi çöküyor. Bu bozuk telefonu kullanmaya devam eder miydiniz? Tabii ki hayır. Gidip değiştirir, hatta belki bir güzel şikâyet ederdiniz.

Peki ya hayatınızı bozuk ve güncel olmayan bir işletim sistemi ile yönetmek ister miydiniz? Hiç sanmıyorum. Birçok insan, hayatını sürekli “çöken” bir sistemle yönetmeye çalışmaya devam ediyor. Bu işletim sisteminin adına da yapılacaklar listesi diyorlar. Şimdiye kadar bir yapılacaklar listesi tutup, listedeki her şeyi eksiksiz tamamlayan birine rastladınız mı? Ben rastlamadım (kendim dahil 😁).

Yapılacaklar listesi tutkunları, bitirme sözü verdikleri her şeyi bir listeye ekler, ama gün sonunda o listenin kısalmak yerine uzadığına şaşırır. Ertesi gün, Köstebek Günü (Groundhog Day) filmindeki gibi aynı döngüyü tekrarlarlar. Günleri, ayları, hatta bazen kariyerleri, daha üretken olmalarını sağlaması gereken bir yöntem yüzünden sürekli bir stres ve yetersizlik hissi içinde geçer.

Şimdi bu “sürekli suçluluk döngüsünden” çıkmanın zamanı geldi. Yapılacaklar listeleriyle hayatı yönetmek adeta günümüzde Windows 95 kullanmaya çalışmak gibi.. Şimdi bu adeta Windows 95 kadar eski "Yapılacaklar Listesi" sisteminin neden eski, hantallaşmış bir işletim sistemi kullanmak gibi olduğunu konuşalım.

Bu yazının sonunda, haftalık bir zaman bloklu takvim oluşturmak için bir zaman planlayıcısı kullanmanın, yapılacaklar listesine güvenmekten çok daha iyi olduğunu göreceksiniz. Ama önce, yapılacaklar listesinin neden işe yaramadığını konuşalım:

Yapılacaklar Listelerinin 3 Temel Sorunu vardır.

1️⃣ Başarıya değil, suçlamaya Giden yolu yapar

2️⃣ Dikkatinizi dağıtır

3️⃣ Hayattan aldığınız zevki kaçırır

En İyi Yapılacaklar Listesi, Bir Zaman Planlayıcısıyla Yapılandırdığınız listedir

Yanlış anlamayın—zaman yönetimi yöntemleri, tıpkı herhangi bir araç gibi, ne iyi ne de kötüdür; nasıl kullandığına bağlı. Çekiçle bir ev de inşa edebilirsin, birine zarar da verebilirsin. Yapılacaklar listesini kullanırken, işleri bir kağıda ya da bir uygulamaya not etmek faydalı bir şey. Ben de bunu sık sık yapıyorum. Buraya kadar hiç bir sorun yok. Zaten her şeyi zihnimizde tutmaya çalışmak büyük bir hata olurdu.

Ancak karşı çıktığım şey, hayatlarını bir yapılacaklar listesiyle yöneten insanların yöntemi. Ben de yıllarca böyle yaptım. Her sabah işe başladığımda, ilk baktığım şey yapılacaklar listemdi. İşleri bitirdikçe Kutuları işaretlemeye ya da görevlerin üzerini çizerdim ama aracın nasıl yanlış kullanıldığının farkında değildim. Bu eski ve bozuk bir işletim sistemi ve iyi ki güncelledim diyorum. İşte nedenleri:

Yapılacaklar Listesi: Başarıya Değil, Suçlamaya Giden yolu yapar


Yapılacaklar listesine yeni bir madde eklemek, o maddeyi yapmaktan her zaman daha kolaydır. Çünkü yapılacaklar listesinin sınırları yoktur. Liste uzadıkça uzar, ama işler bir türlü bitmez. Sonunda ne olur? Suçu kendinizde aramaya başlarsınız.

“Ben neden bu kadar tembelim?”😔

“İradem neden bu kadar zayıf?”☹️

Bu düşünceler, kendinizi algılama biçiminizi sessizce değiştirir. Psikoloji bunu şöyle açıklar: Davranış değişikliği, kimlik değişikliği gerektirir. Yani, bir hedefe uzun vadede bağlı kalmak için önce kendinizi farklı görmeniz gerekir.

Örneğin, sporu hayatınızın bir parçası yapmak istiyorsanız “düzenli spor yapan biri” olmalısınız. Sadece hedef koymak yetmez; kendinizi o hedefi yaşayan biri olarak görmelisiniz. Aynı şekilde, dikkat dağınıklığını yenmek istiyorsanız, “odaklanamayan biri” olduğunuz fikrini değiştirmelisiniz.

Yapılacaklar listeleri burada devreye giriyor ve sürekli yarım kalan işler sizi şu noktaya getiriyor:

“Ben yapamıyorum. Zaten hiçbir şeyi zamanında bitiremiyorum.”😤

Sonunda, kendinizi kötü yönettiğinize değil, kötü bir yönetici olduğunuza inanmaya başlıyorsunuz.

Yapılacaklar Listeleri Dikkati Dağıtır


Yapılacaklar listesi kullanmanın ironisi şu:
Dikkatinizi toplamak yerine dağıtır. Çünkü listeye baktığınızda, genelde kolay ve çabuk bitecek işlere yönelirsiniz. Daha büyük, daha önemli işler ise “birazdan yaparım” diye ertelenir.

Örneğin, önemli bir proje üzerinde çalışmanız gerektiğini bilseniz bile, yapılacaklar listeniz “bilgisayar masaüstünü düzenle” yazıyorsa kendinizi bir anda dosyaları renklendirirken bulabilirsiniz. Kulağa tanıdık geldi mi?

Yapılacaklar listesi sizi gerçek önceliklerden uzaklaştırarak sahte bir “üretkenlik” hissine kaptırır. Oysa o büyük proje hâlâ yapılmayı bekliyor. Sonunda, son dakika stresini yaşar ve kendinizi suçlamaya başlarsınız. “Keşke vaktinde başlasaydım” diyerek ertesi gün yine aynı döngüyü tekrarlarsınız.

Hayattan Aldığınız Zevki Kaçırır

Yapılacaklar listesinin bir başka yan etkisi de boş zamanlarınızı zehir etmesidir. Akşam yemeğinde ailenizle otururken listenizdeki eksik işleri düşünüyor musunuz? Ya da bir tatilde rahatlamaya çalışırken yarım kalan projeler aklınıza geliyor mu? İşte buna yapılacaklar listesinin “zihinsel tiranlığı” diyorum.

Araştırmalar, bu tür düşüncelerin hayatın en basit zevklerini bile baltaladığını gösteriyor. Ne kadar boş zamanımız olursa olsun, eğer zihnimiz sürekli yapılacakları düşünüyorsa, o zaman gerçekten dinlenmiş sayılmayız.

Çözüm: Yapılacaklar Listesinden Zaman Planlayıcısına Geçiş


Hayatınızı daha iyi bir işletim sistemiyle yönetmek istiyorsanız, yapılacaklar listesinden vazgeçin ve bir zaman planlayıcı kullanmaya başlayın. Haftalık zaman blokları oluşturmak, dikkat dağıtıcıları ortadan kaldırmanın en etkili yollarından biridir.

Program yapmak sadece iş hayatınızı değil, kişisel yaşamınızı da düzenler. Eğlencenizi, ailenizle geçireceğiniz zamanı, hatta dinlenme saatlerinizi bile planlayarak hayattan daha fazla keyif alabilirsiniz. Bundan sonra, başarıyı listeyi tamamlayarak değil, söylediğiniz zamanda söylediğiniz işi yaparak ölçün.

Bu geçişi yaparken, başınızda ordudaki bir komutan varmış ve askeri takim yaptırıyormuş gibi değil, bir bilim insanı edasıyla kendiniz üzerinde denemeler yapıyormuş şeklinde bir düşünce tarzına girmenizi tavsiye ederim. Bununla ilgili daha ayrıntılı bakış açısı için Takviminizden En Fazla Verimi Nasıl Alabilirsiniz? isimli makaleme de bakabilirsiniz.

Dünyaca ünlü girişimci ve yatırımcı Marc Andreessen bile hayatını daha etkili yönetmek için bu yönteme geçti. İlk başta program yapmaya mesafeli duran Andreessen, yıllar sonra bu yaklaşımın önemini fark etti. Bir röportajında, “Hayatımı tamamen yeniden yapılandırdım. Günümü takvime harfiyen uyarak geçiriyorum. Günlerimi mümkün olduğunca ‘programlı’ hale getirmeye çalışıyorum,” dedi. Aşağıdaki resimde Andersen'in örnek bir takvimini de görebilirsiniz. Kaynak: The Observer Effect

Andreessen, tıpkı bizim gibi, her gün sadece 24 saate sahip. Ama program yaparak bu zamanı, kendisi için en önemli olan şeylere odaklanarak geçiriyor. Hepimizin böyle bir fırsatı var, çünkü bu yöntem pahalı bir uygulama ya da özel bir eğitim gerektirmiyor. Sadece planlamaya başlamak yeterli.

Hadi, yapılacaklar listesini bir kenara bırakın. Takviminizi programlayarak hem zihinsel özgürlüğünüzü kazanın hem de en değerli kaynaklarınız olan zamanınızı ve enerjinizi en iyi şekilde değerlendirin. Marc Andreessen’ın dediği gibi, “Hayatınızı organize etmek, size özgürlük kazandırır.” Öyleyse neden bugün başlamayasınız?